-
1 iyi niyet
1) der gute Glaube, Gutgläubigkeit f\iyi niyetle hareket etmek in gutem Glauben handelnbütün \iyi niyetime rağmen olamaz! es geht beim besten Willen nicht!2) der gute Willebütün \iyi niyete rağmen allem guten Willen zum Trotz -
2 iyi niyet
доброжела́тельность, благожела́тельность; до́брое наме́рение -
3 iyi niyet
n. bona fides, goodwill, heartiness* * *1. good will 2. goodwill -
4 iyi niyet
bona fides, goodwill -
5 iyi niyet gösterisi
n. gesture -
6 iyi
1. adj gut2. subst gute Note, Pluspunkt m;(-i) iyi etmek (jemanden) heilen, gesund machen; gut daran tun (de … zu); fam mitgehen lassen (A);iyi hal belgesi Führungszeugnis n;iyi hoş (ama) schön und gut (aber);iyi iş doğrusu! eine schöne Bescherung!;iyi kalpli gutherzig; treuherzig;iyi ki schön, dass …; nur gut, dass …;iyi kötü adv, adj recht und schlecht;iyi niyet Arglosigkeit f;iyi olmak in Ordnung sein; sich erholen; unp es geht (mir) besser; … için iyi söylemek Gutes über jemanden sagen;iyiden iyiye adv gehörig, entsetzlich; immer mehr (dahinsiechen usw); adj endgültig;iyiye gelmek sich bessern;iyisi, iyisi mi am besten …; das Beste ist, …;iyiyim es geht mir gut; ich fühle mich gut;iyi değilmişsiniz es soll Ihnen (gesundheitlich) nicht gut gehen (sagt man) -
7 sağistem
good will, good intention iyi niyet, hüsnüniyet
См. также в других словарях:
iyi niyet — is. Herhangi bir kimse veya konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, hüsnüniyet Bu gibi durumlarda, bütün iyi niyetine rağmen başka türlü harekete imkân bulamıyordum. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
niyet — is., Ar. niyyet 1) Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünme, maksat Niyeti ilk önüne gelen telefonlu dükkâna dalmaktı. H. Taner 2) Fal gibi kullanılmak amacıyla içine mâni yazılıp katlanmış veya şekerlere sarılmış kâğıt parçası 3) din b. Namaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyi niyetli — sf. İyi niyet sahibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÜSN-Ü NİYET — (Hüsn i niyet) İyi niyet. Temiz kalblilik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hüsnüzan etmek — iyi niyet beslemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
enayiliğine doyma! — iyi niyet sonucu yaptığı bir davranış sonunda zarar gören kimseye söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüsnüniyet — is., Ar. ḥusn + niyyet Herhangi bir kimse veya konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, temiz yüreklilik, iyi dilek, iyi niyet Fakat Müfit te buna inanacak kadar hüsnüniyet kalmamıştı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
hüsnüzan — is., nnı, Ar. ḥusn + ẓann İyi niyet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hüsnüzan etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşku — is. 1) Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık, kuruntu, işkil, şüphe, acaba Bütün bunlar hatırlanınca onun zaten bilinen ve kabul edilen samimiyeti kuşku konusu yapılmazdı. T. Buğra 2) ruh b. Başkalarının iyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sağistem — is. İyi niyet, hüsnüniyet … Çağatay Osmanlı Sözlük